Babaliz
Kanal A Genel Yayın Yönetmeni Alper Tan, 'neden istifa ettiler' isimli bir analiz yazısı kaleme almış.
Ben de bu analizin bir babalizini çıkarayım dedim.
'Neden istifa ettiler' diye soruyoruz.
Ben de neden sadece dördü istifa ettiler diye sorayım.
En azından askerlik yapanlar bilirler. Askeriyede eşi benzeri görülmemiş bir disiplin algısı, sarsılmak bilmeyen ( zaten kimsenin de sarsmaya yeltenemediği) bir hiyerarşi olgusu vardır. Neredeyse her şey, numaralandırılıyor ve arşivleniyor olan yazışmalarla gerçekleşir. Çok az husus, sözlü emirle yapılır. Onlar da anlık gözlemlenebilir olanlardır.
Devlet icraatlarında da bu ayniyle böyledir.
Sadece şu son birkaç aylık süreci ele alalım.
Yargı ve bürokrasi anlamında, yazılı dahi olsa, bir hareketi uygulamaya koyması aylar hatta bazen yıllar alırken, akla hayale sığmayacak, binlerce sayfalık iddianamelerle durumu açıklarken, her nasıl oluyorsa, olayların keskin manevralarla gerçekleşmesi, genellikle sadece saniyeleri alıyor.
Tıpkı bir yazılı metinden okunup sadece telefonlarla verilen emirlerle gerçekleşiyor olması gibi.
Çünkü her şeyin çok ciddi bir yazılı emir silsilesiyle işlediği bir kurumda, bu kadar eş zamanlı olarak bir karar alınması, ciddi anlamda olasılıksızdır.
Kötü şeyler konuşulmuyor aslında şu sıralar Türkiye'de.
Gelişmeler de hiç kötü değil gibi görünüyor. Demokratikleşiyoruz, sivilleşiyoruz.
Üstelik İsrail bile üzülmüş, istifa olaylarına.
Bizden “hmm demek ki doğru yolda bu hükümet” cümlesini duymak istercesine.
Durum gerçekten bir kurumun arınması olsa idi, gidişat son derece farklı işlemeliydi. Senaryonun yazarları konsantrasyonlarını yitirmeye başladılar belli ki.
Madem ki bu komutanlar, andıç mandıç olayıyla, genetik bir bağ içerisinde oldukları için “istifa/emeklilik” istediler, hali hazırda süren davalara neden eklenmediler?
Benzer bir bakış açısıyla suçlanan diğerlerinden farklı olarak, çok mu iyi gizlenebilmişlerdi de, sözüm size, “sadece emeklilikle kurtulacaklar”?
Bu kadar iyi gizlenebilirlerken, nasıl oldu da bu üç komutan, birbirleriyle görüşüp, hep birlikte istifa ediyoruz kararı aldılar.
Çelişkinin bini bir para artık. Kaptırabildiğine gidiyor her şey.
Eğer, bir emir komuta silsilsesiyle gitmediyse ve tamamen bireyselse, Sayın Necdet Özel, ne tür bir soğuk kanlılık stratejisi ile doğrudan gelişmelere ayak uydurdu.
Sanırım gerçekten de özel birisi.
Senaryonun geri kalanında, kimlere ne roller biçilmiş, merakla bekliyor olacağım.
Sahte Osmanlı Projesinin ayak sesleri artık daha net duyuluyor.
Bakın olası ilk eyaletlerimizden birisi olacak olan Suriye “devrilesi” lideri Beşar Esad'a 'men dakka dukka' demiş bugün, A.K.P. Genel Başkanı R. Tayyip Erdoğan.
Nurettin Yılmaz Koçak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Görüş ve düşüncelerinizi küfür, hakaret içermeksizin iletebilirsiniz.