19 Mart 2012 Pazartesi

Devletten daha Devlet mi var

Devletten daha devlet mi var ey ahali?!

Dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanıyoruz. Neredeyse haftalık zamlar geliyor akaryakıta. Neymiş efendim, akaryakıtın varil fiyatına zam gelmiş falan. Nijerya halkı der ki, "ülkemizden petrol çıkmazdan önce daha zengindik"... "En azından topraklarımızı rahatça sürüyor, geçinmemiz için gerekeni rahatça çıkarıyorduk". Şimdi ise onlar, "sömürülen" akaryakıtlarının atıklarıyla boğulmuş topraklarında, çimen bile yetiştiremiyorlar. Kim abad oluyor? Medeni İngiltere... Ha İngiltere demişken; 1 Sterlin ülkemizde 2,57 TL'den satılıyor. Burası Türkiye. Kurtuluş Savaşı'nda kurtulmuş olan Türkiye. Kurtulmasaydık halimiz nasıl olurdu çok merak ediyorum.

Düne kadar, 1 litre benzin, 1 Dolara mı eşitlenecek diye kaygılanıyorduk. Çok uzun zaman önce değil... Üstünden zaman geçti, Mark Euro oldu, Euro Dolar'ı geçti, Sterlin "ben Avrupalıyım ama adımı değiştirmem" dedi. Bu arada biz de "hadi Avrupalı olalım" dedik. Dediğimizden beri, dünya insan yaşamının en büyük (ihtilafsız en büyük) sömürülme süreci başladı. Uyum, ayak uydurma, aşık atma, her ne derseniz. Aslında Türkçe bile olmayan dilimizle, yüzlerce isim uydurulur buna. Akademik destek de sağlanır. Artık benzinimiz 4 TL. Dört Türk Lirası yazarken bile garipsiyorum. 4 Milyon Türk Lirası diyesim geliyor. Pagan büyüsü bile bunu yapamaz. Milyon diye telaffuz ettiklerimiz, tek haneliye düştü vesselam. Bu ayrı bir konu... Ufak ses kırıntılarıyla, binde bilmem kaçlık indirimler yapılıp, hemen akabinde yüzdelikli zamlar kaldığı yerden devam ederken, "özel" bazı bankalar, birkaç defa birkaç TL'lik alışverişe; (boru değil) %10 bedava akaryakıt veriyor. İnanın aklım almıyor. Ben sandık başına gidip de, benzin istasyonuna oy vermedim ki?!. Vaad de edilmedi. Nereden geliyor bu bonkörlük? Bir Türk Lirası Sterline oranla ortalama 2,5 kat daha değersiz diye, bir tür kardan zarar politikası mı diye aklıma gelmiyor değil. Ki bu oranla, Fatih'in fethettiği İstanbul'dan, ne arsalar, ne apartmanlar, ne okullar alınır. Ben olsam O'nların yerinde böyle yapar mıydım bilemiyorum. O'nları da bunu yapmakla suçlamıyorum. Ama Benny Hill şovu gibi. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Devletin veremediğini, halkın parasını, halka satan bir banka bonkörce dağıtıyor. Bunu yaparken de, kimin elinde avucunda varsa onu da alıyor. Pes diyorum.

Nasıl olsa vergiye bile vergi ödeyen, kuzu gibi bir halk var. Ya da işini bilen memurum, işçim bir halk. Bir denklem kurdum naçizane; vergiye bile vergi öderken, Kuzey Kıbrıs "Türk" Cumhuriyeti'nden bile daha pahalı akaryakıt kullanıyorken, Sterlin en pahalı iken (Avrupa), ülkemde sadece Euro/Dolar paritesi konuşulurken, seçtim dediklerim, damlalıkla verip kepçeyle alıyorken, kaynağı bilinenlerse, hem akaryakıtta, hem telekominikasyonda acımasızca sömürüp, %10 akaryakıtta dağıtıp, sabah 7'den akşam 7'ye "bedava" konuşuturuyorken, Özel Tüketim Vergisi adı ile vergi varken, insanlar kıvranırken,  bilmediğimiz bir;

Devletten daha Devlet mi var?


Nurettin Yılmaz Koçak 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Görüş ve düşüncelerinizi küfür, hakaret içermeksizin iletebilirsiniz.