23 Haziran 2013 Pazar

Kuru Kuru Efelenmek Olmaz Sayın Başbakan

Hani diyorsun ya, "Akm, terörist başı ve diğer paçavralarla dolmuş, İçişleri Bakanı'ma talimat verdim, 24 saat içinde orayı temizle" diye...

Paralı askerler de bağırıyor "hüloooğğğ" diye...

Hiç lafı uzatmayacağım. Yekten söylüyorum. Mazlumun yanındasın, çiftçinin, işçinin, ezilen vatandaşın yanındasın ya sen. Emeklinin de yanındasın.

Eh yakışır mı sana danışmanlarının eline tutuşturduğu akıl fakiri paçavraları okumak. Yetki sende, mühür sende. Bir emirle Akm boşalttırıp, bir emirle olay bitiriyorsun.

Sende sadece İçişleri Bakanı yok değil mi?

Eğer sen samimiysen, danışmanların da senin gidiş projeni hızlandırma yarışında değil de, gerçekten vatan, millet seferberliğindelerse ve seni "yedirmezlerse", fikir versinler ya, ya da sen kendi fikrini kendin uygulasan da, bir gecede, asgari ücreti ve emekli maaşlarını, yoksulluk sınırının üstüne çıkar. Bir dene.

Bırak meydanlarda atıp tutmayı, kuru sıkı patlatmayı. Sen oradan esip gürlerken, Enerji Bakan'ın Taner Yıldız, motorine, benzine, gaza aynı anda döşüyor zammı.

Versene mesela talimatı, "bu hayasızca vergi yükü enerjiden geri çekilsin!". Onun için de mesela çık basına açıklama yap, "bakanıma talimat verdim, bu yükler 24 saat içinde çekilsin diye".

Bir inandırıcılığın olsun değil mi?

Sen kimin, hangi milletin adamısın, bunu bir göster o çok övündüğün milletine değil mi?

Senin görünürdeki icraatların, millete tersli düzlü biçki dikiş yaparken, meydandan sallamışsın, "çapulcuya, bunlara, onlara" ne hükmü var değil mi?

Bir talimat da Tarım Bakanı Mehdi Eker'e ver mesela, sonra yine çık "bakanıma talimat verdim, çayın, fındığın, pamuğun ve bilumum toprak mahsülünün, üretici ve tüketici arasındaki keneleri sökmesi talimatını verdim. Kazanan sadece üretici ve tüketici olsun talimatı verdim. 24 saati var" diye.

Sonra Ekonomi ve Ulaştırma bakanların da var değil mi sayın hazret?

Senin ülkenin vatandaşlarının tümüne çökmüş "telekominikasyon kenelerin sökün talimatını verdim, faiz lobisi fazla ucu açık oldu, spekülatif oldu, doğrudan kamu harici bankaların tümünün gelir ve mevduat kalemlerini didik didik inceletme emri verdim, 24 saatleri var" desen, bir de bu perdeden gürlesen, sesin daha gür çıksa, o zaman millet adamı olmaz mısın?

İçişleri Bakanı'na bir de, itiraf ettiği orantısız güçle ilgili sorumluların, 24 saat içinde yargıya çıkartılması emrini de versen?

Şimdi ben politikadan tiksinen ama bir vatandaş olarak takip eden, parti üstü bir vatandaşım.

Particiliği ayaklarımın altına alıyorum.

Çünkü Sayın Başbakan; bizim onurumuzu, vebalimizi, milliyetimizi, halkımızı, geleceğimizi, tamamen yalan ve içi boş bir dandik siyasetle ayaklar altına alan sisteme, ben zihnimde ayaklarımın altından daha uygun bir yer bulamıyorum.

Sahi.

Akm'deki "paçavralara" gösterdiğiniz, yüksek irade ve talimat müessesesini, üstte saydığım, gerçek anlamda halkın menfaatine olan maddelerde de kullanabilir misiniz?

Ben iddia ediyorum, hayır! Mümkün değil. Olasılık bile yok.

Şimdi buraya kadar oluşanı bir eskiz sayarsak, son rötuşları da yapıldıktan sonra, çıkan resimde, "iç savaş çığırtkanı, bölücü, ötekileştirici ve aldatan" kim oluyor, sayın başbakan?

Danışmanlarınız değil, siz cevap verin sayın başbakan. 

Milleti 24 saat içinde, birlik yapmak da, birbirine kırdırmak da senin elinde ( konjonktür olarak).

O 24 saati "hayırlı" anlamda kullanabilecek, inisiyatif var mı sizlerde?..

Ben cevap vereyim.

YOK.

O zaman daha neyin mitingi, hangi halkın "iradesi"?

Milletin iradesi dediğin birey, kendisini senin mabadının kılı olarak görürken, sorarım Yalçın Akdoğan'a, "daha neyin karizması?"...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Görüş ve düşüncelerinizi küfür, hakaret içermeksizin iletebilirsiniz.