26 Ağustos 2013 Pazartesi

Kanlı mı Olacak Kansız mı Olacak - 'Bağzı' Notlar

- Burhan Kuzu, Abdullah Gül saflarına çoktan geçmiş sanırım. Anayasa komisyonunun başındaki isim, henüz Akp saflarındayken    " fareler gibi açtınız, bize şükredin" gibi bir cümle kurabiliyorsa, Akp'yi Akp'ye kırdıracakları da gün gibi ortaya çıkmış oluyor. Ya da Tayyip'i Akp'ye diyelim...

- Bugün, medyada yazıyor/çiziyor olan şahsiyetlerden kaçı gerçek ismini kullanıyor? Kaçı işgal güçlerinin gizli servislerinde maaşlı memur? İsimleri deşifre edilse nasıl hissederler? Filmlerdeki gibi, hemen görevden alınırlar mı?

- Şimdi biraz düşününce, fazla kasmaya da gerek yok, hani Ortadoğu uzmanı falan olmanız gerekmiyor. Türkiye'nin "muhaliflere" gönderme ihtimali olan ve hatta kendi kullanıyor olduğu silahlar da dáhil, Suriye, Mısır, Irak bunların tümünde kullanılanlar ve kimyasal olanlar, buraların bakkallarında mı satılıyor?

 Hani eskiden bakkallarda, Ülker açık bisküvilerin satıldığı kutu standlar vardı. O tip standlar var da, içlerinde Sarin gazı tabletleri, Ak 47'ler, Kaleşnikoflar, Havan Topları mı var? Kim üretiyorsa, kullandıran da O değil midir? Ortadoğu uzmanı değilim. Ortadoğu'nun en cáhil adamıyım...

- Güldüren var ağlatan var. Bizdeki de ağlatan "siyaset".

- İsrail bayrağındaki iki mavi çizgi kesin olmasa da Nil ve Fırat nehirlerini temsil ediyor. Bayrağın tarihi de malûm. Nakış gibi işlenen günümüz konjonktürü, acaba yine bir mavi dosyada mı yazılı? Ya da kırmızı kitap mı?

- Radikal'den Deniz Zeyrek, ilginç bir tespitte bulunmuş: 

Peki, CIA, Mossad, MI5 gibi anlı şanlı istihbarat kuruluşları, ABD ordusu uyudu mu? Suriye’de küresel istihbarat ağı uyuyor muydu? Yoksa istihbaratçıların yanı başımızdaki büyük tehlikeleri takip ettiğini düşündüğümüz zamanlarda aslında ‘big brother’ düzeninin oyuncuları mı oluyorduk? ” 

Ben de çıtayı biraz daha yükseltip, "ne ÖSO, ne diğer olmayan örgütler, Sarin saldırısını ve tabii ki diğer hepsini, neden Bm denetçileri neden o 'anlı şanlı istihbarat servisleri' yapmamış olsun?" demek istiyorum.  Irak'a girilmesine neden olan da onlar değil miydi? Biz nasıl olsa mezheplere, ideolojilere bölünmüşüz. Gerçek katilleri görmeyip, katil uydurmak ruhumuza işlemiş. 

- Ölmek üzere olan firavunun imána gelmesi olayı, bir serbest çağrışım yapmama neden oldu.

- Millî Gazete'den Mehmet Şevket Eygi;
 
Lozan, günümüzdeki bütün krizlerin kaynağıdır. Birileri Lozan zaferini kutluyormuş. Ben bir Müslüman olarak ağlıyorum” demiş.

- Taraf gazetesinden Namık Çınar da;

"Bizler Kemalist ideolojinin “dinin devlet kontrolünde tutulduğu” problemli süreçlerinden geldiğimiz için, demokratikleşmeden anladığımız da hâliyle “din ve vicdan özgürlüğü” kadarla sınırlı kalıyor. Zira demokrasi, her şeyden önce “despot”tan ve “Tanrı”dan kurtulmanın sosyo-politik tarihidir, onların hayatında" demiş.

- Sözcü gazetesinin bir haberinde, Avrupa'nın yaş ortalaması 42, Türkiye'nin 29. Biraz genç katli şart gibi duruyor. Üniversiteler bir açılsın da, şimdi gezideler, daha sonra Gezi'de olacaklar. 

- Necmettin Erbakan yıllar önce, "dönüşüm kanlı mı olacak, kansız mı olacak" diye bir cümle kurmuştu. Şimdinin Millî görüşü ile "dönüşüm" siyaseti taban tabana zıt gibi duruyor. Erbakan da son zamanlarında Erdoğan ile ziyadesiyle "zıttı". Son günlerde Fethullah Gülen Hareketi ile Erdoğan hükümdarlığı da "zıt" bir profil çiziyor. Zaten Çarşı da her şeye karşı. Hatta "kahrolsun bağzı şeyler". Bu dönüşüm meselesinin ipini, ben elimden kaçırdım. Dönüşümün dönüşümünün dönüşümü gibi bir sonuç çıkıyor bendeki verilerde. Aşûre bile daha az karışık. 

- Meclisteki 550 milletvekilini, 550 tane üniversite öğrencisiyle değiştirin, diğer dünya devletleri de aynısını yapsın, kalıbımı basarım, "dünya barışı" 24 saatte tesis edilir. 

- Dinozorlar öldü sananlar yanılıyorlar. Kendilerini güç ve hırsın dizginlerine bırakmış, aklı baliğ olmayan güruh, hiçbir şeyi düzeltemez. Hele bu salak sistemle zaten mümkün değil. Yaramaz, söz dinlemez, hiperaktif bozgunculuk çıkaran çocuklar misali, dünyayı sürekli bulandırırlar. Biri biter biri başlar. Onları şikayet edecek bir babanız da yoksa "teknik olarak", şikayet ya da kurtarıcı mekanizmasından medet ummayacaksınız. O çocuğu alıp bir güzel pataklayıp haddini bildireceksiniz. Bunu sizin için kimse yapmayacak. Az önce de belirttiğim gibi, bu teknik olarak mümkün değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Görüş ve düşüncelerinizi küfür, hakaret içermeksizin iletebilirsiniz.