22 Ağustos 2013 Perşembe

Başbakan Fatih Terim

Evet.

Kesinlikle; bu ayrıntı, biz ultra milletin gözünden nasıl kaçıyor anlamıyorum.

Muhalifine, yandaşına, çapulcusuna, bağımsızına, ulusalına, komünistine, dincisine, dindarına, fundamentalistine...

Hangi anlayışın sitesine tıklarsanız tıklayın, hilafsız Fatih Terim'i en az Tayyip Erdoğan kadar görebilirsiniz.

Topla, topçuyla uğraşmak da nereye kadar ama değil mi Fatih Hoca?

Sen koskoca Avrupa fatihisin. Manchester United markasını, kendi evinde tek yenen takım olan Fenerbahçe'yi de kendi evinde yenip kupa kaldıran takımın başısın.

Temsil ettiğin takım taaa 1905'te kurulmuş. Cumhuriyet'ten tam 18 yıl önce...

Kimde var bu birikim, tecrübe, yıllanmışlık?

Borsada da varsın ziyadesiyle.

Şike mike senin yanından bile (!) geçemez zaten.

Geçse de, elitsin bir kere, takım elit, tavuğuna kışt denmez bu álemde kolay kolay.

Bu kadar sık gördüğümüze göre seni ve transfer haberlerini, dünya ve ülke haberleriyle neredeyse aynı oranda, var bir şey demek ki.

Belli ki büyük şeyler dönüyor, büyük bir olay bu futbol olayı.

Eh o zaman tek bir şey kalıyor. Hazır siyaset meclisine dönüşmüşken statlar. Yakışmaz mı bir Galatasaray Parti'si?

Seçim bildirgesinin ilk maddesi de, seçim barajını düşürmek olsun. Bu vesileyle 3 büyükler bir de koalisyon patlatırlar.

Tadından yenmez bence. Mis gibi sportif sportif götürürüz işleri.

Fatih Terim bence bu işi kotarır.

Mert, yürekli adamdır vesselam. Şimdiki siyasiler gibi kıvırmaz da.

Bir düşünse artık.

...

Stada siyaset girmeyecek falan derken, başka bir ayrıntı dikkatimi çekti; "Gezi Ruhu", stadlara nasıl bu kadar "homojen" yayılabilmişti?

Acep Gezi Ruhu denilen şey, bizatihi ülkenin ruhu muydu?

O statlara hiç mi girmez, Ak Gençlik?

Sahi Ak Gençlik kaç kişidir? Nasıl bir istatistik vardır Ak Gençlik arasında?

Hiç maç sevmezler mi?

Bir tribün " her yer Taksim her yer Dİreniş" diye bağırırken, karşı tribün neden " dik dur eğilme, bu millet seninle" diye bağırmaz?

Futbol takımı taraftarlığı, koşulsuz Gezi Ruhu mu gerektirir?

İşler yatışıncaya kadar maçlara katılmama kararı mı aldılar, ya da sadece susuyorlar mı?

Zor mu tutuluyorlar, statlarda başbakan tarafından?

Cüppeli Ahmet Hoca ile Aziz Yıldırım, kader arkadaşlığı yaptılar, hoca O'na "muvaffakiyet" duası bile etti.

Şimdi hiç mi yok müridlerinden, maça gidip, Aziz başkanı bu davasında destekleyecek?

Her ne hikmetse, sabit olarak duran bir AK anlayış, ve karşısında umarsızca sürekli şekil değiştiren bir muhalefet duygusu.

Bu Gezi olur, bu Stat olur. Öğrenci olur, üniversite olur. Halkın bizzat kendi olur.

Bir yerde kalabalık varsa, kin ve nefretle yeterince doldurulduğundan emin olunmuşsa, artık o kitle taraf olmaya hazırdır.

Çak manipülasyon fitiline bir ateş, otur izle.

Bu zorla tutulan %50, zannımca İşçi Partisi'nin oy oranından bile daha az.

Ama tv sağolsun. Hd kaliteye de geçtikten sonra, hele bir de stereo ses sisteminden dinliyorsanız haberleri, tartışma programlarını, o beyni yıkamaktan daha kolay ne olabilir ki?

Birkaç patronun, baronun bir araya gelip, Anap iskeletinin üstüne kurduğu, İngiliz-Abd ortak yapımı partiyi, %50 diye ne güzel kaktırdılar.

Şimdi de halkın neredeyse tümü, katıksız bir homojeniklikte karşı dururken, %50 illüzyonu tüm hızıyla devam ediyor.

Bunların içinde en çok, sıradan birkaç avanta ile ya da sadece avanta gelme ihtimali ile sürmenaj olup, Tayyip Erdoğan'ı ana babasından daha çok sevecek kadar aldananlara acıyorum.

Onlara gerçekten Allah yardım etsin.

Tamamına %10 desek, %8 zaten ihale idi, hayali ihracat idi, borsa vurgunlarıydı derken, inşaat şu bu falan, cannabinoid etkisindeki açlık mekanizması gibi, soluksuz yiyor, geri kalan %2 de, en harbisinden aldanıyor.

Ama asıl aldanış bu %10'da değil.

Geri kalan %90'ın aldanışı, dünya üzerinde hiçbir şeye benzemez.

***

İhsan Eliaçık, polisin en son Gümüşsuyu'nda yaptığı müdahalede sakatlanan şahıs için, başbakana Hz. Süleyman üzerinden gönderme yapmış.

" 50 polis bırakıp kaçtı, iktidarınız Hz. Süleyman'ın bastonuna döndü. Tahtınıza ceset bırakıldı. Yaşayan ölüsünüz siz." demiş.

Ben dünya politikasını İncil'in belirlediğini düşünüyordum. Mesela Revelations'u yaşıyordu dünya.

Meğer işin içinde Necronomicon Exmortis de varmış.

Rabia işareti diye belirlenen işareti görünce daha iyi anladım.

"Signs of Power Necronomicon" yazıp görsellerde aratırsanız, gözlemleyebilirsiniz.

***

Ve ben sadece üzülüyorum. Dünya üzerinde yaşayan insanların, daha doğrusu bu insanlara her koşulda kastedenlerin, alıp veremedikleri nedir, çalmak istedikleri nedir, çalabilecekleri en fazla bir can iken.

Kendileri ölümsüzler mi?

Bebek, hasta ayırmaksızın, en kalleşçe yöntemlerle, dünyanın herhangi bir noktasında canlara kastedenlerin, derdi nedir yahu?

İktidar mı, para mı, güç mü?

Dünya gündemlerini belirleyenlerin akıl sağlıkları yerinde mi?

Paraya ve piyasalara tamamen hükmediyor olmaları, her istediklerini istedikleri an yapabilecekleri anlamına mı geliyor?

Ezilen popülasyon sadece üzerlerine yürüse, yer sarsıntısıyla kalp krizi geçirecek kadar az ve korkak olan bir azınlığın, derdi ne?

Silah denemek mi, silah reklamı yapmak mı, petrol mü?

Resmen seri katillerin, politikacı, bürokrat, Ceo vs titrleriyle, oyun hamuru gibi oynadıkları bir dünyada yaşıyoruz.

Her kavram birbirine girmiş durumda.

Varış noktası nedir?..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Görüş ve düşüncelerinizi küfür, hakaret içermeksizin iletebilirsiniz.