19 Mart 2012 Pazartesi

Atatürkçülüğü Hacca Göndermek

Atatürkçülüğü Hacca Göndermek


Şu sıralar oluyor olan neredeyse tam olarak bu.

Bizler iki zıt kutbun çatışması olarak görsek de, Türkiye'de olan aslında, "bişeycilerin" yöntem değiştirmesinden başka hiçbir şey değil.

Oldum olası sorunlu gelmiştir bana. Sağcı, solcu, İslâmcı, Atatürkçü vesaire...

Son 100 yılımızı analiz etttiğimizde, bu bir şeycilerin, uzun yıllar, tâbi olduklarını savundukları şeyi, astronomik rakamlarla halka sattığını rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz.

Dolayısıyla bize gerekenin "bir şeycilik" olmadığını öğreniyoruz.

Ancak romantik fanatizm iliklerimize o kadar işlemiş ki, toplumun büyük bir bölümü, neyi, neden savunduğunu ya da taraf olduğunu bilmeden bunu yapıyor.

Birçok ailede yaşlılara, oy vermesi gerektiği parti telkin edilirken, 'nokta nokta olan şekle mühürü bas anneciğim/babacığım' şeklinde gerçekleşmiştir.

Telkini alan da, veren de, hiçbir zaman neye ve neden oy verdiğini, meşhur deterjan reklamları sloganlarında sürekli dedikleri gibi 'derinlemesine' incelememişlerdir...

İşin daha da acısı, haritaların cetvelle belirlendiği sömürge ülke paylaşımlarının arkasından, seçilecek olan tüm seçenekler, zaten önceden seçilmiştir...

Toplumlar, tıpkı şans oyunlarından aldığı ya çıkarsa sahte umudunun bir benzerini, siyasette de her seferinde taşımaya devam etmiştir.

"Yok yok bu adamlar başka, en sonunda düzgün bir yönetim geldi" ; ağır yanılgı cümlesini her seçim dönemi kurmaya üşenmemişlerdir.

Çok sıradan, topu topu dört kelimeden oluşan tabiri caizse dandik bir oyunun, sürekli tekerrür ettiğini kimse görmek istememektedir.

Bunu da yine birçok sosyolojik ve psikolojik nedene belki bağlayabiliriz.

Malûm Türkiye'de de, birçok ülkede olduğu gibi, derin uyku projeleri, "tikir tikir" işlemektedir...

Açıkçası, bu noktadan sonra, toplum cephesinde herhangi bir değişiklik olacağına dair inancım, yok seviyesinde.

Üzerimizde dönen dandikliklerin de, en az bir 100 yıl daha tekerrür ettirilme hedefi de gün gibi ortada.

Yine de olur da, şu "çülüklerden, cılıklardan" bir gün hesap sorma havasına girerseniz; bilin ki o sorulacak hesabın karşısında, dünya üzerindeki hiçbir güç duramaz!


Nurettin Yılmaz Koçak 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Görüş ve düşüncelerinizi küfür, hakaret içermeksizin iletebilirsiniz.