19 Mart 2012 Pazartesi

Avrupa "Bir" liği

Avrupa "Bir" liği

"Birlik: Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet. Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek."

'Hıristiyanlaştıramadıklarımızdan mısınız?' diye sorarlar insana. Mütemadiyen de bunu soruyorlar aslında. Evet stratejik konumumuz harika, endüstriyel alt yapının kralı bizde. İş gücü dersen Avrupa'nın en büyük genç nüfusu bizde. Taptaze bir milletiz aslında. Domatesimize, hıyarımıza kadar herşeyimiz genetiği değiştirilmiş organizma oldu amma, birtek insanımızın GDO'sunu yeteri seviyede değiştiremediler. Ortada mutant bir nesil olduğu kesin. "Aşırı doz" manüplasyona maruz kalmış mutant bir nesil. Ama yine de bakıyorum sosyal paylaşım ağlarında, o emo-punk, hard'n'heavy, Lady Gaga gençler, en ufak bir vatani meselede, ülkücüden ülkücü, milliyetçiden milliyetçi oluveriyorlar. Bu işin genetik boyutu.

İşin bir de ekonomik boyutu var. Avrupa Birliği'nin parası, birliğe namzet ülkemizde, ulusal paramızın iki katı değerle satılıyor. Üretim gücümüz acınacak boyutlarda. Çok yakında soluduğumuz havayı da ithal edeceğiz. Anadolu toprakları, tüm Avrupa'ya büyük/küçük baş hayvan satması gereken konumda iken, biz onları da ithal ediyoruz. Biz Çin'den de ithalat yapıyoruz. Bir Türk Lirası 4 Çin Yuan'ı ediyor. Asya Birliği'nin İngiltere'si gibiyiz bir anlamda. İngiltere'si demişken, Çin'de de işler çoğunlukla $ üzerinden işliyor. Aslında farkedemediğimiz bir dünya birliği var burada. Kimin eli kimin cebinde belli değil gibi görünüyor ama fesat düşünmemek lazım. Ordo Ad Chao dememek lazım. Yeni dünya düzeni ise hiç dememek lazım. Bu gayet "tikir tikir" işleyen bir düzen artık.

Uyum yasaları, uyum süreçleri, verilen tarihler, alınan vaadler. Almayacaksanız, almayacağız deyin kardeşim. Ya hu adamlar kamera karşısında ciddi ciddi demeç verip, kameralar kapanınca da basıyorlardır kahkahayı. Ya bizde mi bir idiotluk var yoksa bunlarda mı diye devam ediyorlardır gülmeye. Zaten aldığımız birşeyi, alın diye diretiyorlar. Zaten aldık, bu bir birlik ve siz de vasıfsız işçisisiniz birliğin. Sigortalı, asgari ücretli işçisi. Paranızı daha kazanmadan harcatan bankalarınız, saatlerce konuştuğunuz beyninizi haşladığınız telefonların şebeke operatörleri, köklü Türk/müslüman markaları sandığınız dev gıda şirketleriniz, beyaz eşya üreticisi şirketleriniz, hepsi zaten Avrupa Birliği'ne bağlı.

Almayacaksanız almayacağız deyin de, biz de umutlanmayalım. Zira AB'yi vizesiz seyahat, para biriminin Euro olması gibi durumlardan ibaret olduğunu sanan insanımız çoğunlukta. Parasının %100 arttığını, sadece pasaportunu alıp akşam yemeğini Paris'te yiyip biraz alışveriş yapıp geri döndüğünü , Alman otomobillerine Almanya'daki fiyatlardan sahip olduğunu hayal eden milletimizi n'olur oyalamayın... Muhafazakar sağcı kanallarımız bile Hıristiyanlık Propagandası yapar oldu. Siz bizi bizim istediğimiz şekilde bir alın, sonra biz de elbet sizden almamız gerekenleri alırız. Şöyle bir dönüp geriye bakın. Hep almamış mıyız?


Nurettin Yılmaz Koçak 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Görüş ve düşüncelerinizi küfür, hakaret içermeksizin iletebilirsiniz.