19 Mart 2012 Pazartesi

Behzat Lawrence

Behzat Lawrence


Yasakları yasaklayın! Yasaklayın ki gerçek yasaklanması gerekenler ortaya çıkabilsin…
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili suikast söylemleri öldüğü günden beri konuşuluyor.
Verin Behzat Ç.’ye bulsun size!
İlk bölümünden beri, derinlerle savaşmıyor mu? Ülkenin iliklerine kadar işlemiş olan derincilerin, kendi borularını öttürüşlerinin önünde durmuyor mu? Verin davayı O’na, size Muhsin Yazıcıoğlu, Hrant Dink ve onlar gibi faili meçhul kalmış onlarca cinayeti çözüversin…
Kastamonu saldırısı gibi birçok saldırıyı önceden tahmin edebilen kahinlere verin. Bu saldırıların olabileceğini tahmin edebildikleri gibi, kaynağı da versinler ellerinize.
Bakın şimdi bir de kaset furyası var. Ben Cumhuriyet Savcısı olsam, “kaset” kelimesini kullanan herkesin ifadesini alırım. Kaset mi kaldı bu devirde Ya Hu!...
Bilinen web ticaret sitelerinde 3 kuruşa satılıyor dijital kaydediciler.
Hani biz çağdaştık? Çağdaş dünya dijital medya kullanıyor. Küçücük plastik materyale bir ton veri sığdırıyor. Siz parti yıkmaya çalışırken, hesapta mevcut çok partili rejimi bitirip yerine başkanlık sistemini öngörürken ve bunun reklamını yaparken “kaset” kelimesini kullanıyorsunuz. E tabi ele veriyor sizi. Ne kadar akıllı olduğunuzu…
60-70’lerin Hollywood (Kutsal Orman ( Yeşilçam) ) filmlerinden alınan feyizle, “çağdaşlık nedir ‘Kuzum’?” diye sormak istiyorum.
Çağı belirleyen tek faktör insan değil midir?
İnsanlaşmak mıdır çağdaşlaşmak?
Hayvan mıyız yani 100 yıldır?
Artık bırakın bu saçma dogmaları. Yok kalmadı artık böyle saçmalık, çağdaşlaşırken benzemeye çalıştığınız batıda da…
Ne kadar geride kaldığınız, ne kadar vasat sistemlerin peşinden gittiğiniz, olayları değerlendirme şekillerinizle sizleri ele veriyor.
Koyunların oy verecekleri adamlar, gsm telefonlarından görüntülü görüşen insanların aralarına hantal otobüslerle gidip, meydanlarda kuru sıkı atmaya devam ediyorlar.
Devletten kullandıkları seçim desteği kaynakları, çevre kirlenmesi, görüntü ve ses kirliliği de cabası.
Zaten medya her şekilde şakşakçılığınızı yapıyor.
Eee artık Full HD Led TV’lerden de izliyoruz haberleri.
Ne gerek var mitinglere? Kullandığınız seçim desteklerine? Gerçekten çılgın olsaydınız, seçim desteği diye aldığınız trilyonları, direkt halka aktarıp, propagandanızı öyle yapardınız. Hem bu propaganda size gerçekten de fayda sağlardı.
Ama yok öyle olur mu?
Kim il il dolaşıp, birbirine ağza alınmayacak lafları söyleyecek? Kim şov yapacak? Kim gerçekten bir şey yapıyormuş gibi gösterecek kendisini?...

Biz de yiyoruz afiyetle, sizin çok partili rejime olan güveni ortadan kaldırma projenizi. Başkanlık sistemine ısınma hareketlerinizi. Yiyoruz haleflerin selefleri gelene kadar göz dolduran hırçın mücadelelerini.
Yasaklarınızın, “bakın bunlar yasak hadi gençler bu kelimeleri arayın” anlamına geldiğini de yiyoruz.
Ancak pek bir hazımsızlık yapıyor.
İğrenç bir tadı var yaptıklarınızın.
İğreniyoruz…


Nurettin Yılmaz Koçak 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Görüş ve düşüncelerinizi küfür, hakaret içermeksizin iletebilirsiniz.