19 Mart 2012 Pazartesi

Hayvani Yardım

Hayvani Yardım

Titr’lerimizde bir sorun olduğunu düşünüyorum.
Siyasal Parti, bende siyasilerin bir şeyi  kutlamak için verdikleri partiyi çağrıştırıyor. Bakan kelimesi, çevresinde olup bitenlere sadece “bakan” olduğunu çağrıştırıyor. Vekil; onu seçen halkın, sadece izleyici konumunda olmasına, onun soyulmasına ya da hırsızlığına, veya en kötü ihtimalle ‘reaksiyonsuzluğuna’ vekalet eden kişi olduğunu…
Durum artık hakareti de aştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk kavramında, yazık ki buna engel olabilecek kanunlar yok.

Öyle ki bu kanunlar, bugün “yerli” dediğimiz ya da yerli sermayeye ve Türkiye’ye hizmet ettiğini düşündüğümüz kurumlara da bulaşmaya muktedir değil. 
Hepimiz kredi kartı kullanırız. Hadi aramızda “Zeitgeist” severler de var diyelim. Kredi kartından uzak kaldık bir şekilde. Mobil telefon, dijital yayın, ev telefonu, ev interneti kullanmayan çok az insan kalmıştır sanıyorum. Baksanıza, üstat Şener Şen bile, “bu devirde evinde internet yok mu” diye aşağılarcasına soruyor. Üstat bu ne çelişkidir? Çağdaş, laik CHP, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizi kalkındırmakla ilgili seçim bildirgesini yayınlama eşiğinde. Sen nasıl olur da bu bölgeleri aşağılarsın. Bak ülkemizin gelişmiş yönetici adayları ve yöneticileri, henüz o bölgelerin evlerine su ve elektrik götürme projeleri yapıyorlar. Onlara insanca yaşamı sağlama yolunda hızla ilerliyorlar. TURKTELEKOM nerden buluyor bu cüreti? Mümkünlüde her şey mümkün sizlere nasıl olsa… Hazır seçim üstü… Sorsanıza hesabını!

Bu devirde evinde internet yok mu diyenler, ‘bu devirde geçinecek paran yok mu, elini yüzünü yıkayacak suyun yok mu, evine gidecek yolun yok mu’ diye de sorsalar ya?...
Türkiye Halkı vefakardır. Sizler henüz 2011 itibariyle, Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizi kalkındırma ayaklarına yatarken, GAP, BOP, cart curt derken, bu millet yıllardır, sıla hasreti ve ölüm ihtimali pahasına, o bölgelere, öğretmen, asker, polis, doktor veya herhangi bir memur olarak gitmeye erinmemiştir. Sizler bunu olağan üstü görüp onlara üç-beş arpa daha vermeyi hak görseniz de görmeseniz de, onlar bunu yapmayı, hem çalışma aşkları hem ekmek paralarını kazanma uğruna zul bilmemişlerdir. Hep gitmişlerdir. Kıymeti ne denli bilinmiştir o ayrı konu. Yardımsa yardım, destekse destek. Can pahası bu! Hanginiz cesaret ediyor canı pahasına? Kelime oyunları serbest ne de olsa. Salla sallayabildiğin kadar. Siz değil misiniz, dış mihrakların örgüt kurmasına müsaade eden? Siz değil misiniz kutuplaşmaya neden olan? “Kürt sorunu” gibi ahlaksızca ötekileştirme cümlesini ağızlarına yakıştıran? O milleti özgürlük ve toprak vaadiyle kandırıp, yıllardır, her nevi suça iştirak etmesine müsaade eden? İnsani yardımınızı bekliyor onlar. Önce sosyolojik ve bilişsel olarak. Oraya İncil ve Tevratlarıyla birlikte Dolarları, onların da yanında bonus olarak kalaşnikofları ve kışkırtıcılığı dağıtanlar var. İlk yardım konunuz bu olsun. Fitili ateşlemek kadar kolay şey yok Türkiye’de. Bakkaldan alacağın bir çakmağa bakıyor bu günlerde. Mert olun. İnsani yardım yapın.
Günümüz Türkiye’sinde hala malı götüren TÜRK titrli firmalar, reklamlarında, doğulu öğretmen karakterini oynatıp, reklam müziğine de Kenan Doğulu’yu koyuyorlar… Akılları sıra zekice reklam stratejisi olarak benimsiyorlar, benimsetiyorlar. Bunlar, bizlerin algılarına pis tırnaklarıyla dokunmaya çalışan ucuz pagan cadılarından öteye gidememişlerdir henüz…

Türkiye Halkı’nın iliklerini sömürenler, bu milletin başına her an aynı şeyin gelebilme ihtimalini aldırmadan, göz ardı ederek, milletten insani yardım bekliyorlar. Libya, Filistin, Mısır vs… Evet bu ülkelerdeki insanlar gerçekten de yardıma muhtaçlar. Ancak bizler de en az onlar kadar yardıma muhtacız. Şu an “hala evinizde internet yok mu” diye soran cibilliyetsizlerin arasında yaşasak da, onlar bizlere, bizler de onlara muhtacız. Ancak bu muhtaçlık, ‘ne koparsak kardır” diyen zihniyetin işine yaramamalı. Nato da kimmiş deyip de, binlerce masum insanın canına kastedildikten sonra çark eden zihniyetin kırıntılarını toplayan “insani yardımcılara” pabuç bırakmayın. İnsani yardımın kralı önce bize lazım. Önceki yazılarımdan birinde zikretmiştim; her koyun kendi bacağından asılır… Bu demek değildir ki çevrenizde olup bitenlere kayıtsız kalın.
İnsani yardım diye ön plana çıkanlar, insaniyetsizliğe ilk göz yumanlardır. Ve emin olun ki yardımla uzaktan yakından ilişkileri yoktur. Dünyanın herhangi bir coğrafyasında zor duruma düşen toplumlar, bu yardımcıların sermayelerinden sadece birisidir. Ve bugün sizin vicdanınızı ve merhametinizi sömürmeye çalışanlar, aslında sizin her şeyinizi sömürmek üzere görev başında olanlardır.
İnsani yardım kelimelerini telaffuz edenler, gidin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni basın, özgürlük, demokrasi yaygaralarını koparanlardan hesabınızı sorun, bu milleti 40 yıldır “aleni” olarak soyanlara hesap sorun. Yeri geldiğinde 11 Eylül saldırılarındaki gibi, kendi milletine bile değer vermeyip öldürebilen, Filistin’de de, maaşını ve tüm sosyal haklarını zaten İsrail’den almakta olan Filistin halkının da aynı metotlarla öldürülüyor olduğunun hesabını sorun.

İnsani yardımı yapmaya bizim gücümüz yetmiyor. Çünkü insani yardıma muhtaç, aldanan, soyulan, sömürülen bir halkız. Yardım isteyerek de adam soymayın!
Bunu da sizlere yapılmış bir hayvani yardım olarak görün!...


Nurettin Yılmaz Koçak 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Görüş ve düşüncelerinizi küfür, hakaret içermeksizin iletebilirsiniz.