19 Mart 2012 Pazartesi

Peygamber Öldürmek

Peygamber Öldürmek

Bu öyle basit bir mesele değil…
21. yüzyıl insanlığının en büyük ortak noktası, yaşamları süresinde canlı olarak bir peygambere tanık olmamaları. Aslında bu durum sadece 21. Yüzyıl için de geçerli değil. M.S. 632’den bu yana geçerli olan bir ortak nokta. Ancak İslam dininde öğretildiği üzere, Hz. Muhammed (s.a.v.) son  ve kıyamete kadar geçerli olan tek peygamber. Ve İslam dini de son din…
Artık günümüzde, herhangi bir mucize beklentisi, peygamber beklentisi, kurtarıcı beklentisi, İslam dinine mensup insanlar arasında olmayan kavramlar. Çünkü kelime-i şahadet getiren bir Müslüman, O’nun son peygamber ve getirdiği dinin de son din olduğuna şahadet etmiş oluyor.
Çok eski tarihlerden bu yana, peygamber öldürülmesi gerek Allah tarafından indirilen kitaplarda, gerek günümüze kadar bir şekilde ulaşmış kaynaklarda sözü edilen, akıl almaz durumlardan birisi. Öyle ki günümüzde de, hem ceza hukukunda, hem toplum ahlakı ve bilinci noktasında, herhangi bir  insanı öldürmek ağır bir suç ve toplum tarafından lanetlenen bir davranış. İnsan öldürme fiili, savaş vs. şeklindeki bir takım ön koşullarda mazur görülebilir olsa da, kökende kabul edilemez, akıl dışı, bazen de akli dengesizlik sonucu gelişen bir durum.
Geçmiş incelendiğinde, peygamber ve insan öldürmekle ünlenmiş çeşitli ırklar söz konusu. Çeşitli diyorum çünkü; günümüzde, ırk kavramı ne bayrakla, ne devletle, ne milletle, ne de kanunla belirlenmiyor…
Görünürde tamamen farklı görünen devletler, bir anda tek bir çatı altında toplanıveriyor. Birlik olmaları için, Hıristiyan, Yahudi ya da Müslüman devlet olmaları şartı da yok. O ya da bu nedenle bir amaç altında müttefik oluveriyorlar. Zaten bu noktada bahsi geçiyor olan şeyin, aslında milletle ilgili olmadığı son derece açık. Milletler sıklıkla izleyici konumunda. Bir şeyleri seçtiğini, kendi iradeleriyle bir takım yönetimleri başa getirdiğini sanarak aldanan milletler, her zaman izleyici konumundalar.
Ve sonra bir bakıyorsunuz, hepimiz Osmanlıyız diyen Libya lideri, müttefiki olduğumuz ama aslında Lozan’ı bile tanımayan A.B.D. ve el ense olduğumuz İtalya, kısacası körler sağırlar, birbirine düşüyor, olan yine ne olup bittiğinden habersiz masum insanlara oluyor. Yani insanlar ölüyor. Öldürülüyor. Her ne sebeple olursa olsun… Türkiye’de, Irak’ta, Mısır’da, Libya’da ve dünya coğrafyasının daha birçok noktasında, masum insanlar ölüyor, öldürülüyor.
Sizler çok iyi anketçilersinizdir. İyi ve güvenilir anketler yaparsınız. Hadi yapın İtalya, Fransa, A.B.D., Kanada, İngiltere’de birer anket. Ülkelerinizin Libya’yı bombalamasını ve benzeri ahlaksız saldırıları sorun. Her ne kadar hepsi birer haçlı ordusu mensubu olsa da, bu şerefsiz saldırıları onaylamayacaklardır. Öyleyse nereden geliyor bu cesaret? Nereden geliyor bu büyük terörizm.
Ülkem halkı terörü Kürde vs.ye bağlıyor. Elbette her koyun kendi bacağından asılır ama terör, yeryüzünde sadece tek bir milletin olmuştur. O da, Allah düşmanlığıyla binlerce yıldır öldürmedik peygamber, öldürmedik insan bırakmamış olan tek millet. Bu millet bir gün Fransız olur, bir gün İngiliz olur, bir gün Türk olur, bir gün Kürt olur, bir gün Amerikan olur. Arkasına saklanacak onca bayrak, onca millet onca devlet var nasıl olsa. Dilediğiyle birlik kurar. Dilediğiyle D-8 olur. Dilediğinde kutsal toprakların tümüne çöker. Peygamberlerini hep öldürmüş olanlar, şimdi İsa bekler olur. Kurtarıcı bekler olur.
Bu tablo göstermektedir ki Onlar, yaşayan bir peygamber yokken de, hakimiyeti kıyamete kadar sürecek olan peygamberi, hiç inanmamış oldukları İsa’yı yeniden bekleyerek öldürebileceklerini sanmaktadırlar. Eğer sanmıyor olsalardı, dünya üzerinde milyonlarca insan, yok yere öldürülmüyor olurdu. Eğer sanmıyor olsalardı, okyanusların bile ayırmayı başaramadığı, hesapta farklı devletler, bir solukta birlik olup bu cinayetleri işleyemiyor olurdu.
Yemen’den Libya’ya, Mısır’dan Suriye’ye, Irak’tan, İran’a, Türkiye’den, Amerika’ya, kaosu canlı tutanlar; kaostan düzen olmaz. Kaostan maske de olmaz. Sizler kristal krallığınızı kurarsınız ama aldığınız canların hesabı elbet sizden sorulur. Hiç boşuna peygamber kurtarıcı, İsa, Mehdi, beklemeyin. Oldu da geldiler diyelim, ilk hesap soracakları, kendilerini densizce bekleyenler olur…


Nurettin Yılmaz Koçak 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Görüş ve düşüncelerinizi küfür, hakaret içermeksizin iletebilirsiniz.